“OKU” emri ile başlayan insana inişin günümüzde en basit bakışı ile yaşadığımız ülkede kendi ile anlaşılamaz, bir bilene sormak lazım, alimler anlar durumuna düşmesi üzücüdür. Adem’den Hatem’e olma sürecinin sonunda Kur’an insana gelmiş, insana okuması emrolunmuş ve ilk örneği Muhammed Mustafa (s.a.v) olmuşken bizim okumaktan beri durmamız kendimize ihanettir.
Kur’an kendisini “öğüt” olarak tanımlıyor. Peki biz, bize gelen öğütü ne kadar biliyor ve anlıyoruz? Madem ki her zamanda diri oluşuyla korunuyor ve geçerliliğini sürdürüyor, kendi yaşantımızda Kur’an’ı ve kendini anlatan Hakk’ı ne kadar görüyoruz? Yani bize iniyor mu Kur’an ve biz Hakk’ı okuyor muyuz hayatımızda?
İşte böyle başladı Kur’an Mucizesi Derslerimiz… Ne kadar Kur’an Arapça değil Rab’ça olmuş olsa da dil sorunu veya çeviri sorunlar ile karşılaşmadık değil. Doğru bildiğimiz yanlışları, yanlış bildiğimiz doğruları, dillere pelesenk olmuş kadim bilgelik sözlerinin ayet karşılıklarını hayretle gördük.
Eğer sen de kendiliğini arıyorsan, neden soruların varsa, O’nu ve senden bekleneni merak ederken Kur’an’a vardıysa yolun, bu yazıların senin yolunu kolaylaştırmasını dileriz.
Yazılar bölümünde makaleler, kitaplar, ses kayıtları ve videolar istifadenize sunulmuştur.