Rabbim “bıraktıklarınız kadar erersiniz” der Modernite de “bıraktığımız kadar ilerleriz” der Rabbim, varsaydıklarımızı bıraktıkça hakikate ermeyi kasteder Modernite, geçmişe dair olanları bıraktıkça ilerlemeyi kasteder İnsan, kültür, medeniyet miras varlığı, geçmişin izlerini elbet taşımalı Sonuçta insan, bir daha gelmeyecek geçmişte de yaşamamalı Elbet köklerine sahip çıkmalı, geçmişi önüne değil, yanına almalı […]
Monthly Archives: Ekim 2021
Yokluktan varlığa uzanan, derinlerde bakan canım Uzanırken hakiki varlıktan, varlık evimdir, beden konağım Âlemlerin sonucu, Hakk’ın göründüğü dergahım Her şey hikmeti gereği, her iş hakkı gereği gerçekleşir, gerçektir Batıldan uzak, gerçeği yaşarım Karanlığa yakılmış rahmet ocağım Çaresizlik değil, çare üretir bağrım Kafirlerin değil, aşıkların uğrağıyım Hakk ile varlık bulmuşum, yokluk […]
Şu güneş, aydınlık ardında sonsuzluk var Aydınlık dahi bir nazardan baktığında gerçeğe perdeler Gerçeğe at süren süvari! Gerçek ardında nice gerçek var. Bir gerçek binlerce gerçeğe gebe, her doğuş nice gerçek ile var Gerçeğe perde perdeler! Elbet aşk denilen bir binek var Gerçeğe nefsini süren aşık! Savaşacak isen nefsin var […]
Güzellik dediğin talep edilen, rağbet edilen Peşinden koştukça, tekâmül etmek gereği Hep kendisinin peşinden koşulan değil mi? Yaratılmış dünya içinde Güzel olanın peşinde Sahiplendikçe güzeli, var olmak kolay değil mi? Yaratılmış dünya içinde Duyusal gerçeklik, duygusunda belirdikçe, iradeye nüfuz ettikçe Güzele tutunmak, gerçekliği hissetmenin, yaşama tutunmanın Yaratılmışı gerçek bulmanın hilesi […]
İstanbullu olmuşum ama Anadolu kokarım İstanbul’u yaşarken Anadolu’dan bakarım Anadolu, İstanbul, İslam’a yurt olmuştur İslam, iman edenlere yurt, yurdumu yaşarım Yurduma yurt olan yurtta yaşarım. Kökleri öz kendiliğe uzanan, kendiliğe dayanan Tevhid çizgisinde biçim kazanan Derin kültürün içinde doğanım İslam’ım, İslam olmak ile iftihar edenim Allah’ta başlayıp Allah’ta biten Erdikçe […]
İnsan, tarihten uzanan kurutulmuş Dal Savrulmuşsun zamanın rüzgarında Tutunmuşsun tarihten uzanan kuruttuğun dala Dal kırılsa karışacaksın, hiç olmamış gibi yokluğa Belli ki varoluş krizi yaşamaktasın Anlam arayışı derdine düşmüş Bilmekten öte, değerler çatısı altında var olduğunu unutmuşsun Boşluğa düşmüş, değer kıldıklarınla yaşama tutunduğunu unutmuşsun Sanki yokluk son durağın, Allah ile […]
Cennet dağlarının arşa dokunduğu Mor menekşe yaylasından aşağıya süzülüp gelenler Mana meleklerinin söz olup aşağıya indirildiği Anlayış cennetinden inenler Bir seyirdir, göklerden yere seyre düşenler Hakk’tan nefes alıp da insan olmaya yürüyenler Bu dünyanın güzelliğini değil, gerçeği seyre gelenler İnsanı tanıyayım derken, Allah’ı bulmaya yol edinenler Acziyete düştüğünde kendi olmaya […]
İnsanı, noktayı kübrayı unuttuk Bir koşuşturma içinde kendimizi unuttuk Âdem kılınıp aşağı indirilen, âlemler kuşağıdır seyir eden Allah’a ayna kendini bilen, değerlerde kendini yaşayan Bir noktadır hep nazar eden, hep bir oluş içinde Hikâyesi, Allah’ta başlayıp Allah’ta biten Beşerden öte insan denilen, halifetullah insanı unuttuk. Daldık derin bir uykuya, göçebe […]
Nebi, imanın gereği, sevdiklerimizden paylaşmamız gerektiğini söyler Kendi için istenenin, mümin kardeşi için olması gerektiğini de söyler. Aşıkların sesini duyar gibiyim “Sevginin doğasında sahiplenmek, sakınmak, kıskançlık var Allah sevdiğini kıskanır, seveni kendisini kıskanır Paylaşmak, diğeri için istemek, bunun neresinde var?” Elbet sevginin doğasında kıskançlık var, kendi için kılmak var. Hakikat […]