Rabbim “bıraktıklarınız kadar erersiniz” der
Modernite de “bıraktığımız kadar ilerleriz” der
Rabbim, varsaydıklarımızı bıraktıkça hakikate ermeyi kasteder
Modernite, geçmişe dair olanları bıraktıkça ilerlemeyi kasteder
İnsan, kültür, medeniyet miras varlığı, geçmişin izlerini elbet taşımalı
Sonuçta insan, bir daha gelmeyecek geçmişte de yaşamamalı
Elbet köklerine sahip çıkmalı, geçmişi önüne değil, yanına almalı
Tarih ve anılarda saklı, bir daha gelmeyecek geçmişte yaşamamalı
Deneyimler ile geleceğe bakarken günü kaçırmamalı
Günü anlamaktan uzak da yaşamamalı
Günün çocuğu olsa da güneş gibi güne doğmalı
Vaktin babası olduğunu hatırlamalı, hatırlatmalı
Elbet çeşitlilikte, farklılıkta başkası iken kendi olmak korunmalı
Ancak hak olan ile önüne bakmalı
Hak olanı çeşitliliğe kurban kılmamalı
Hak, adalet ve rahmet batıla galip, çeşitlikte aranması gereken olmalı
Fıtrat gereği anlam arayışında, kaybolmamak için değerlere tutunmalı,
Geleceğe miras bırakmaktan öte, geleceği miras almalı
Doğada ilerlerken, Rabbini ve miras varlığı olduğunu unutmamalı
Her savrulduğunda, gerçeğe dair köklerinden yeniden doğmalı
Anı yaşamaya, köksüzlüğe, miras kurban kılınmamalı
Yersiz, yurtsuz yalnızlığa mahkûm yaşanmayacağını insan anlamalı
Sonsuzluk çeşmesi yeşertirken tarihi
Küçücük hesaplar peşinde kurutulmamalı.
Emir, miras varlığı insan yersiz yurtsuz değildir
Ait olduğu tarih, önünde değil, yanında yürümelidir
Hak olandan uzak çeşitlilik hidayet değildir
Aydınlık yarınlar için, köklerden hep yeniden dirilmelidir
İnsan, kurutulmaması gereken sonsuzluk çeşmesidir.
Halil İbrahim GENÇ