Bir nesil ki
Necip Fazıl, Nazım Hikmet ve nicesi ile ideallerine bakıyor
İdeallerin peşinden koşuyor
Aşık Veysel, Mahsuni Şerif, Neşet Ertaş aynası oluyor
Varoluş nefesini derinden alıyor, derinlere bakıyor
Kendini ait olduğu, sorumlu hissettiği bir dünyada buluyor.
Bir nesil ki
Arabesk veya heavy metal ile aykırı durduğu
Kimi durumda küfür ettiği bir dünyaya, varoluşa bakıyor
Ritim, ten, haz, sınırları zorlanan adrenalin tutkusunda ayartıcı yaşıyor
Sorunlara dokunurken, tene indirgenmiş bir dünyaya da bakıyor
Bir nesil ki
Bilgisayar başında gerçeklerden uzak oyun bildiği bir dünyada yaşıyor
Değer algısından yoksun sanal âlemde hevâlarının peşinde kayboluyor
Düşündüm de
Her nesil ne ile büyüyor ne ile olmak istiyorsa ondan oluyor
Zamanının olanakları, yaratıcılığı içinde
Ya kendi oluyor ya da kayboluyor
Varoluşunu ya değer kılıyor ya da boşlukta anlamsız hiçliğe karışıyor
Ya ret ettikleri ile yeni bir oluşa taşınıyor
Ya da miras aldığı değerler içinde kendi oluyor
Mirası yeni bir değere taşıyor, derin ve zengin bir dünyada yaşıyor.
Halil İbrahim GENÇ