Gökte bulutlar, güneş, ay, yıldızlar sonu gelmez canlılar var
Denizler sayısız canlıyı kucaklar
Yerde nice mahlukat canlı olmayı yaşar
Masmavi gökyüzü yeşili, binlerce rengi kucaklar
Rüzgâr rabbimin eli misali, yüzümü okşar
Rabbi ile canlı sayısız nimet içinde bir nefes şükür, huzur yeter.
Kıştan yeni çıktım, güneş ısıtırken canıma can katar
Derinliğine zengin düşüncelere dalar
Yaratıcı etkinlikte anlam ve değerden yana can bulanlara bakar
Hep yeniden yaratılan dünyada yalnızlıklar geride, Rabbi ile yaşar
Nihayetsizdir nimet, Rabbimden bir nefes yakin yeter.
Nerden gelir nereye gider bunca mahlukat
Rabbinden beri değildir her şey, O’nunla canlı devri daime bakar
Hikmet gereği birbirine ayna, birbirini kucaklar
Yok etmek değildir gaye, birbirine can olur yeni bir oluşa bakar
Allah kendine, yarattıklarına, kullarına da yeter.
Yeter bilmeyen, Rabbini tanımayan ne cahiller var
Nankörlük insana nasip, cahillik de var
İnkâr kuru bir davadır, sonuçsuz kalmaya mahkûm inada bakar
Vicdan, iman hakikatten sonuç alacak insan olana yeter.
Gaflet büyük imtihan, sana uyanan canlar âlemleri kucaklar
Sayısız nimet içinde aşıklara aşkın yeter, sevmen yeter, sen yeter!
Emir, varsa günah, pişmanlık Rabbine samimiyet yeter
Adanmış ruhlar Allah için, Allah onlara yeter
Her ne ki kazanmışlar şükre vesile, Rabbin dilediğine adanmış bir nefes
Ya Rabbi yeter ki razı ol, sen yeter!
Davud’un dediği gibi “şükürden yana aciz düştüm”, aciz olana
Sevgiden yana sende bitene, seninle diri olana sen yeter.
Bilirim, halis kulların sana yeter.
Halil İbrahim GENÇ