Kardeşlerim, dostlarım!
Bu günkü ders, değer ve nicelin kıyası:
Rivayet edilir ki Mevla’m, kelimeyi tevhidi, kelimeyi tenzihi, besmeleyi
Kâinattan yeğ tutar
Söz, kâinata kıyasen gönül terazisinde ağır basar.
Ali de der ki insan âlemlere kıyasen âlemi kebirdir
İnsanın âlemden büyük olması dahi
Taşıdığı gerçekliğe bağlı, değer olmasındandır
Mevla, Kâinata değil, mümin kulun gönlüne sığmışsa
Mümin kul, kâinattan elbette yeğdir
Kardeşlerim, dostlarım! Özne, anlam ve değer varlığıdır
Nicelin dünyasına aşkın değer, bakışlarında saklıdır
Değer kıldığı, değer bulduğu, nesnelliğe aşkın kendi dünyasına kattığı
Kendi dünyasında öncelikli kıldığı, kendini de onunla değer kıldığıdır
Gönül terazisinde, değer kılınmış olan nicele aşkın ağır gelir
Kıyametini yaşayan, ölümle tanışanlar arkasından dökülen göz yaşları
Cesede değil, âlemini değiştiren kişiyedir
Ceset toprağa verilirken, cesedin arkasından değil
Ayrılıktan, kişiye hasretten dolayı gökten gözyaşı serpilir
Kardeşlerim, dostlarım! Elbette nicelin kendinde taşıdığı değeri vardır
Değerli olan için kılınmışsa, değeri ondandır
Her şey ne içinse değeri ondandır
Emir, özne, anlam ve değer varlığıdır
Değer kıldıkları ile inandığı, gerçek kıldığı kendi dünyasında
Nicele aşkın değer bakışlarında, nesnelliğe aşkın özne oluşta
Gönül terazisinde öncelikli kıldıkları ile metafizik oluşta
Anlam ve değer dünyasında derinliğine bakandır
Nicelin sığ dünyasında, değerlere tutundukça varoluşunu tadandır
Varoluşunu, değer kıldıkları ile anlamlı kılandır.
Halil İbrahim GENÇ