Kaygı ve umut, ayrık iki kardeştir
Uzandıkça kaygının gölgesi
Varoluşun ağırlığı çöker üstüme
Ufukta görüldükçe umudun ışıkları
Geriye atılan kaygının gölgesi
Ağır, ağır takip eder beni.
Umutsuzluk, bilirim küfürdendir.
Kaygının gölgesi altında umut
Sığınılacak Mevla’mın elidir.
Kaygı ateşten bir kor, beni kendinde kılar
Aciz varoluşuma ayna tutar.
Umut bir meltem esintisi, geleceğe kapı aralar
Peşinden koşarken
Yapabileceklerime, uzanabileceklerime ayna tutar.
Tutunsam da kendisine
Kardeşi peşimden kovalar.
Emir, umut ürkek bir ceylan gibidir
Avlanacak değil.
Ürkütmeden peşinden koşmak gerek
Durulacak değil.
Umudun, uzandığı dağlara, deryalara
Göklere, ufuklara bakmak gerek
Uzak değil.
Karanlığa benzer panter misali
Kardeşi avlamadan seni
Umuda tutunmak gerek
Bırakılası değil.
Umudun tüketildiği yerde
Karanlıkta kalınası değil.
Mevla’nın eli uzanacaktır elbet
Tüketilesi değil.
İki kardeş arasında
Kalınacak değil.
Halil İbrahim GENÇ