Fıtrat gereği, yaşama, varoluşa dair anlam aranır
Anlam arayışı,
Allah’ı aramaya evrildikçe ne için olduğuna dair gerçeğini bulur
Mahiyeti gereği zaten Allah’ı aramak, bulmak için olması gerekendir.
Acılar, zorluklar, kahırlar içinde insan, bir anlama tutunmalıdır
Anlamsız boşlukta kaybolmamalı, insan kendi boşluğunu doldurmalıdır
Anlam ve değer varlığı insan, anlam buldukça tinde biçim kazanır
Anlama, değere dair bıraktığı miras içinde tarih varlığıdır
Anlam arayışında değer buldukları ile varoluşa tutunmaktadır.
Elbet, anlam aranmalıdır, aranır,
Düşünen, sorgulayan, varoluş derdine düşen için bu kaçınılmaz olur
Sonuçta varoluşun anlamı, Allah ile sükûnet bulur
Varoluş, Allah’ı buldukça Allah ile değerli olur.
Kur’an’da “gönül Allah’ın zikri ile mutmain olur” denildiğinde
Allah’tan başka adreste gönül doldurulamaz denilmekte
Gönlün sahibi Allah,
İlahi isimlerini yaşarken, gerçekleştirirken gönül Allah ile doludur.
Kendilik, Allah ile kendini tadarken kendinden tatmin olur
Kendinden emin, özgüven ile kendini bulur
Varoluş nedenini, değerini aslında buldukça anlam edinmiş olur
Varoluş değerini yitirmemek için, ereğinde tutunduğu hep O olur.
Ya Rabbi! Senle kendi olan ben, senin ile kendini bilen ben
Seni hakkı gereği yaşadıkça, kendini de hakkı gereği bulan ben
Yarattıkların içinde fark ettiğimi fark ettim seninle ben
Mevcudatta değil, gönlünde kavuştuğum, gönül hep seninle doludur
Ben dedikçe muradım, bencillikten, uzaklıktan arı yalnızca sen olur
Emir, insan gönlünü Allah ile dolu bulduğunda
Kâinatı kucaklayan kudreti kendinde bulur
Kâinatı kucaklarken, anlam aramaktan öte, anlamın kaynağı olur.
Halil İbrahim GENÇ