Acıları Yaşamak

Varoluşun gerçekliğine ayna tutarken acılar

Batsın felek, bitsin bu kader diye bakarken

Suçlanacak birileri hep var.

Bilirim! Üstüne yıkılırken dertler, bir dünya kadar ağır.

“Dur” diyecek gücün dahi kalmamış, sanki bir sen kalmışsın

Sonunda çocukluk yapıp Allah’ı mı suçlayacaksın

Yoksa sorumluluk alıp kendin mi olacaksın

Bahaneler içinde kendinden mi kaçacaksın

Bilirim! Sen kendinden kaçmayacak kadar

Nedenini kendinde bulacak kadar şereflisin

Anka kuşu misali küllerinden yeniden doğacaksın.

Ayağına pranga mı oldu acılar?

Göklerden gelmişsin, uçmaktan mahrum mu bıraktılar?

Ateş olup seni mi yaktılar, buz gibi dondurup özüne mi kapattılar?

Yarın olmasın, gün doğmasın diyecek kadar çaresiz mi bıraktılar?

Bilirim! Acıları yol yapıp arınanlar, hakikat durağında kendini bulanlar

Varlığının sorumluluğunu yüklenmiş adanmış ruhlar

Acıları geride bırakıp sonsuza kapı aralayanlar da var.

Emir, Acılar mutluluklar ayrılıklar, her ne ki bu dünyaya ait var

Bilirim! Bitecek günü de var.

Var olma çabası içinde hakikatten yana bir nefes almak da var.

Duyguların canlılığında, Allah’ı bulmak da var.

Kimisi savurur, nefessiz bırakıp da boğması var

Kimisi bir meltem gibi huzur içinde nefes olması da var.

Hikmeti yaşarken suçlayacak kimse bulmadığında

Meltemlere tutunup huzur bulman da var.

Ecel ile “benim” dediklerin elinden alınmadan

Yetenlerinde, yetindiklerinde, sevdiklerinde huzur bulman da var

Seni sen yapan, yapacak olan duyguları, geride bırakmamak da var.

Halil İbrahim GENÇ

Bir yorum ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir