Dağlar bütün varlığı kucaklamış mıdır?
Ceylanlar güzeldir, varlığı kucaklamaktan yana yoksun bakışlarında
Bütün varlığı kucaklamaktan öte değil midir?
Bir kurt veya kuzu ne kadar kucaklar kaldırmayacağı yükü.
Varlığı sırtlamak, yeniden yaratırken yarattıkları ile nüfuz etmek,
Kendini gerçekleştirirken aşabilmek, emaneti yüklenmektir.
Emanet! Varlığından vücud verdikçe kendini nakşedenin sırrını
Kendi olmanın gerçeğinde taşıyabilmektir.
Bütün varlığı kucaklayacak olanakta var olabilmektir.
Emaneti sahibine ait kılarak yaşamayı gerekli kılandır.
Sadece kendi olmanın kabulünde olan mahlukat
Allah’ı, bütün varlığı kucaklamaktan habersiz, emanete yitiktir.
İnsan, emanetten habersiz olsa da yaşadığı emanettir
Cahillikle yüklendiği, habersiz yaşadığı kutsiyetten de uzak değildir.
Allah’ı, bütün varlığı, çokluğu biricikliğinde kucaklarken
Şeytanına rağmen kendini yaşarken, kendisinden öteleri kucaklarken
Bu kadar çok şeyi yaşadığından habersizdir.
Varlık omuzlarına bindirilmiş, ağırlığı gönül evine nüfuz etmiştir.
Yorulacağından, zorluklar, acılar içinde emaneti yaşayacağından
Bir emanet almışım derken bütün varlığı emanet aldığından habersiz
Göğsünde tepelediği şeytan, geriden kendisine bakınırken
Emanet sahibine emanetini vermekten de aciz değildir.
Emir, yokluktan gelmiş, emaneti yüklenmiş, varlığa kucak açarken
Doğar her insan.
Ey İnsan! Yeri ve gökleri kucaklarken olduğundan ötesin
İmzanı atarken tarihin sayfalarında resmedilensin
Bir değil, binlerce emaneti yüklenmiş, hep kendine yürümektesin
Biter sandığın, bitimsiz bir emaneti yaşamaktasın
Emaneti kucaklarken emanetin sahibi ile bir gün elbet yüzleşeceksin
Halil İbrahim GENÇ