Kaçmak Nereye Kadar

Düşmüşüz aşağı âleme, bir sürükleniş içinde

Dökülen yapraklar misali bir dönüş içinde

Hikmet üzeri akan zaman içinde

Sorgulanmayan bir yaşamdan kaçmak nereye kadar.

Kimisi faniliği unutmuş baki gibi yaşar

Bakiyi unutmuş gölgelerde yaşar

Kaçmak değil derdi, battıkça battığını yaşar

Kibirden aşağı çakıldığı, aşağı âlemi yaşayanı da var

Gerçekten kaçmak nereye kadar.

Hiçbir şey olmamış gibi yaşayan

Umudun tüketildiği yerde olan

Dipsiz bir kuyuda ölümü bekleyen, bakış sahibi de var

Çaresiz çare arayan dibe vurmuş canlar da var

“Kaçacak bir yer yok mu” diye feryat edip umuda tutunan da var.

Biçare, şehrin sokakları sanki başına yıkılası var

Bozkırın ufkunun dahi boğması var

Dağlar ruhu daralttığında aşağı inilesi var

Aslından kaçmak nereye kadar.

Kaçılmaz gerçekler önüne durduğunda

Yalan kıldığın her ne varsa

Gerçek gün gibi ortada

Hesabın sorulacağı bir gün elbet var

Aşağı âlem dahi olsa hakkını istedikleri gün var

Hakikatten kaçılmayacağını anlayacağın gün, bir nefes kadar yakında.

Emir, Allah’tan kaçacak yer mi var

Rabbin ile var iken kaçmak nereye kadar

Acziyet, yoksunluk şikâyetten uzak hakikate tutunmaya sebep

Yaşadığın kaçılmayacak gerçek, çok şükür kaçılmayacağını anlaman var

Gerçeği yaşarken anladın, çok şükür kaçılmayan dostu bulman da var.

Halil İbrahim GENÇ

 

Bir yorum ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir