Göklerden inerken sordular mı bilmem
Göklere yükselirken sormaktalar, “gel” diye kapıları açmaktalar
Âdem’den Hatem’e ve ardı sıra gelen insanı çağırmaktalar.
Temsile dayalı varoluşta aynalar, aynalar içinde
Anlam derinliğinde, tekâmül etmenin seyrinde
İnsan olmanın hikâyesi, gerçek ile tanışmanın
Can içinde can olan, âlemlerin Rabbi Allah ile var olmanın hikâyesi.
Âlemler merdiven, her basamağı kendisinden daha da ötesi
Sonsuza uzanan ayna içinde ayna, varoluşun ikili doğası
Sonsuzun kendiliğe dokunuşu, “kendini ara” demenin yankılanması
Olduğundan öte, kendini arayana “gel” diye kapıların açılması
Aynalar, aynalar ile buluşmaktaysa, derinliğine sonsuza açılması
Aslına, sonuçta da kendine seyir edenin hikâyesi.
Biricikliğine derin bir bakış mı desem
Kendinden öte durmayan hakikate seyir mi desem
Merdiven, merdivenler ile bir oluş içinde hep yeniden biçimlenirken
Her ayna varoluşa ayna tutarken, derinliğine bir varoluş içinde
Bir temaşa içinde var olmak mı desem
Tam, en dibi bulmuşken özüne çekilmek mi desem
Aldanmadan, kaybolmadan Rabbine yükselmek mi desem
Emir’im, birçok gerçeği olan bir oluşa ne diyeceğimi bilemedim!
Ne desem eksik kalır, ayna tutmayı borç bildim
Söz konusu miraç ise hakikat ayna tutmakta, kendisine çağırmakta
Kendisi ile anlam bulmanın tadında varlığını değer kılmakta
Âlemler insandan, insan âlemlerden aslına uzanmakta
Derinlerde uyanışın hikâyesi “miraç” diyerek sunulmakta
Merdiven bir defa indirilmiş değil, talep edenler için yerinde durmakta
Bir değil binlerce can, Rabbinden sonuç almakta
Hikâyenin özü, güne özünden ışıyarak yeniden doğmakta.
Halil İbrahim GENÇ